“BİR SOĞAN MESELESİ”

Çarşı pazarda cep yakan soğan, yüksek fiyatıyla aldı başını gidiyor. Şu sıralar her kesimden insanın bahsetmeden geçemediği soğanın bu kadar yüksek fiyattan satılmasının altında yatan en büyük sebep ise üreticinin ürünü yüksek rakamlara mal etmesi.

Bir mutfağın temel ürünüdür kuru soğan. Tencere yemeklerinin olmazsa olmazı. Ancak soğan, fiyatıyla bugün seçim arifesinde olan Türkiye’nin yine gündeminde. Halktan ülke yöneticilerine hatta seçim mitinglerine kadar herkesin dilinde soğan var. Liderler birbirine soğan üzerinden göndermelerde bulunurken vatandaş ise tenceresini kaynatabilme derdinde. Neden mi? Çünkü eskiden çarşı pazardan kilo kilo alınan soğan artık neredeyse tane ile alınacak hâle geldi.

Peki, bir ürün bir anda neden bu kadar pahalanır? Bu soru karşısında insanların akıllarına pek çok sebep geliyor. Ürünün yetersiz olması, pahalıya satmak için ürünlerin stok yapılması bugün soğanda fiyat artışına sebep olan ilk nedenler arasında sıralanıyor. Ancak soğandaki fiyat artışının temelinde üreticilerin girdi maliyetlerinde yaşadığı artışın olduğunu söylemek mümkün.

Üretimle ilgili bir sorun görünmüyor

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin kuru soğan üretimi ve verimliliği konusunda herhangi bir sorun yaşanmıyor. Hatta yeterlilik oranı da yüzde 114 seviyesinde. Üretimde dünyadaki ilk 5 ülke arasındayken ihracatta ilk 6 ülkeden biri oluyor. Bu durumda da Türkiye’nin soğanda fiyat sorunu yaşamaması gerekiyor. Bu sene her ne kadar kışın beklenen yağışlar gerçekleşmese de bahar ayı bu beklentileri karşılıyor. Kurak bir kışın ardından gelen ilkbahar yağışları ise soğan üreticisini sevindiriyor. Ankara Polatlı’da soğan üretimi yapan Recep Ünlüer, sezona dair şöyle bir yorumda bulunuyor: “Sezona kurak başladık ancak şu an yağışlı bir dönemden geçiyoruz. Ekimlerimiz bitti, bitki çıkışları başladı. Bölgemizde kısa süreli bir soğuk yaşadık. Bu da iç kısımlardan ziyade yüksek kesimlerde dona sebep olup bazı tarlaların bozulmasına yol açtı. Ancak şu anki tablodan yağışlarla birlikte bitkilerin iyi gelişim gösterdiğini söylemek mümkün.” Stoklama gibi bir durum söz konusu değil Üretim bir yandan devam ederken bir yandan da beklenmedik şekilde soğan fiyatlarında artış yaşanıyor. Hatta Hatay bölgesinde turfanda soğan hasatları bile başladı. Ancak kilosu pazar ve marketlerde 30 liralara kadar çıkan soğandaki fiyat artışları herkesin kafasında bir soru işareti oluşturuyor ve soğan stoklanıyor mu sorusunu düşündürüyor. Bir soğan üreticisi olarak işin kaynağında bulunan Ünlüer, fiyat artışları hakkında şunları söylüyor: “İlk önce şunu söyleyebilirim ki soğan stoklama gibi bir durum yok. Asıl sorun ürünleri mal ettiğimiz rakamlardan kaynaklanıyor.

Soğanda girdi maliyetleri çok yüksek olduğundan ürünün sürdürülebilir olması ve üreticinin zarar etmemesi adına pahalıya satılmak zorunda kalınıyor. Çünkü başta enerji, nakliye ve işçi maliyetleri oldukça yükseldi. Hâl böyle olunca sepetteki en masum ürün olan soğan en dikkat çeken ürün hâline geldi. Yani piyasadaki fiyat artışı tamamen girdilerin yüksek olmasından kaynaklanıyor.” Hatay’daki hasatların dahi girdiler söz konusu olduğunda fiyatları çok fazla aşağı çekmeyeceğini de belirten Ünlüer, “Fiyatlarda belki biraz gerileme olabilir ancak maliyetler arttığı sürece fiyatlarda büyük düşüşler göremeyiz” diye ekliyor.

Bir aile işletmesi olan ve bugün 3. nesil olarak işi devam ettiren Özel Gıda Genel Müdürü Refik Özel soğanın stoklandığına dair söylemlere karşı şunları diyor: “Soğan piyasasında stok konusu çok gündemde, stok yapılıyor ve ürünün fiyatı yükseliyor ya da yükseltiliyor diye söylemler var. İşin iç tarafı öyle değil. Kimse bu piyasayla soğanın fiyatını şöyle yapalım diye bir hamle yapamaz. Çünkü soğanda çok geniş bir ekiliş alanı var ve böyle fiyat artışı yapacak bir birlik yok. Normalde tarladan 12-13 ton verim alırken

Eğer gerçek anlamda stokçuluk söz konusu olsa reyonlarda veya tezgahlarda soğan göremezdik. Bir nevi serbest piyasa içeride kendi dengesini, dinamiklerini oluşturuyor. Örneğin niye soğanın maliyeti 2 lirayken fiyatı 1 liraya düştü? Bunun da tartışılması lazım.

Refik Özel / Özel Gıda Genel Müdürü

bu rekolte 2 tonlara, 1 tonlara kadar düşerse bu doğrudan maliyetleri etkiler. Dolayısıyla fiyatta elektrik, gübre, zirai ilaç, yakıt, nakliye ve işçilik bedeli oldukça rol oynuyor. İşin sonunda da elde edilen tonaj düşük olduğunda maliyeti yükseltiyor. Yani çok para kazanmak gibi bir söylemi doğru bulmuyorum. Tabii ki para kazanılıyor ancak bu ürünü zararına verdiğimiz çok uzun yıllar oldu. Sektörde de artık tarım kendi dengesini biraz korumaya başladı diyebilirim. Çünkü kendi gözlemlerim neticesinde görüyorum ki maliyetler aşırı derecede yükseldiği için küçük ölçekli üreticiler alternatif ürünlere yönelmeye başladı.”

İklimsel değişim tarladan depoya bazı sorunlar yaşatabiliyor

Ürünlerin yetiştirilip pazarlanmasında arz-talep dengesi önemli bir unsur. Ancak üretim aşamasında iklim koşulları da büyük bir etken oluyor. Özel bununla ilgili olarak, “Üreticilikte gerekli önlemlerin zamanında alınmaması rekoltede büyük rol oynuyor. Özellikle depoculuğa uygun olmayan depolarda ürün muhafaza edildiğinde firelerin miktarını çoğaltıyor. Dolayısıyla arazi, iklim, hastalık gibi pek çok önemli etken söz konusu. Ürünlerde bunlardan kaynaklı çürümeler yaşanıyor. Bu çürümelerin önüne tarlada bir miktarda geçilebiliyor ancak depoya girdikten sonra daha tam yetişmemiş soğanlar bile çürümeye başlıyor. Üstelik hasat süreci ağustos ayında başlıyor ve uzun bir süreci kapsıyor. 3. ayın sonuna kadar da ürünler muhafaza edilmek zorunda. Bu da ürünlerde firenin çoğalmasına sebep oluyor.” Soğanın depoda saklanma koşullarını pek çok faktör etkiliyor. Çürümenin çok büyük bir etken olduğunu belirten Özel, “İklim koşulları sebebiyle bu süreç tarlada başlıyor” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Tabii tarlada yetiştirilme sürecinde belli periyod aralığında zirai ilaçlama, zamanında gübreleme ve çapa işleminin yapılması gerekiyor. Bu anlamda bu tarz birçok varyasyondan söz etmek mümkün.”

Soğanın yüzde 90’ı depoluk çeşitler olarak üretiliyor

Şu sıralarda Reyhanlı ve Adana bölgelerinde kısa gün soğan hasatları yapılıyor. Hasadın hemen ardından da tüketilmek üzere tezgahlara iniyor. Bu bölgedeki hasatların arkasından Amasya bölgesindeki soğanların hasadına başlanacağını ifade eden Recep Ünlüer, “Amasya soğanları erkenci ve depoluk olmak üzere 2 şekilde üretiliyor. Ancak bizim bölgemizdeki soğanların yüzde 90’ı depoluk olacak şekilde yetiştiriliyor. Burada şu noktaya dikkat çekmekte fayda var. Depoculuk ile stok aynı değil. Ürün arza göre veriliyor. Dolayısıyla kalan ürünün bir yerde depolanması gerekiyor. Çünkü ona göre yetiştiriliyor. Bu yılki rakamları İç Anadolu’daki yağış periyodu, hastalık, zararlılar, işçi ve girdi maliyetleri belirleyecek” şeklinde konuşuyor. Stok ile depoculuğun halk arasında bilgi sahibi olunmadığından dolayı çok fazla karıştırıldığını belirten Refik Özel, ürünü depolamadıkları takdirde satışını yapmanın mümkün olamayacağını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam TÜRKİYE KURU SOĞAN ÜRETİMİ (TON) 2018 2019 2020 2021 2022 1.930.695 2.200.000 2.280.000 2.500.000 2.350.000 MİKTARI Kaynak: TÜİK YILLAR ediyor: “Şu an bölgemizde hasat zamanı değil. Örneğin biz ürün stokladığımız günde devamlı fatura kesiyoruz yani biz firmadan her gün çıkış yapıyoruz. Bunu bazı tüccarlar stok yapıp belirli periyodlarda satıyorlar. Bu yanlış değil. Çünkü bu durum da piyasada arz-talebi dengeliyor yani onların ürünlerine de ihtiyacımız var. Fiyatları geri de çekiyor, yükselte de biliyor. Kısacası bu dengeyi sağlayan bir unsur.” Halk arasında ürünlerin yüksekten satılması için bilerek elde tutulduğuna dair bazı görüşler var. Ancak Özel, bu algının çok yanlış olduğunun altını çizerek şöyle söylüyor: “Şunu hiçbir zaman duymadık: ‘Soğanın fiyatı bu kadar ama tezgahlarda soğan yok.’ Aslında bu destekleyici bir bilgi. Eğer gerçek anlamda stokçuluk söz konusu olsa reyonlarda veya tezgahlarda soğan göremezdik. Bir nevi serbest piyasa içeride kendi dengesini, dinamiklerini oluşturuyor. Örneğin niye soğanın maliyeti 2 lirayken fiyatı 1 liraya düştü? Bunun da tartışılması lazım. Satış fiyatı maliyetin altına düşüyorsa demek ki piyasa kendi dengesini bir şekilde buluyor.”

Fiyat artışları üreticiyi de tüketiciyi de etkiliyor

Soğan fiyatları bu şekilde yükselmeye devam ettikçe elbette bazı kötü sonuçlar doğuracağı kaçınılmaz bir gerçek gibi gözüküyor. Nitekim bu durumun sonuçları üreticiden tüketiciye kadar zincirin her halkasını etkileyebilir. Artış engellenemediği takdirde üreticinin de komisyoncunun da daha fazla para isteyeceğine dikkat çeken Recep Ünlüer, “Bu şekilde fiyatlar nereye kadar gidecek belli değil. Aslında bu durum çoğu tarım ürünleri için de geçerli ama öne sürülen hep soğan ve patates oluyor. Fiyatlar böyle devam ettiği sürece, stabil bir ortam olmadığı sürece üreticiler üretmekten vazgeçecek ya da bu fiyatlarda satmak için mücadele verecekler. Artık orta yol bulma gibi bir durum kalmadı” diyor. Soğan üreticileri için 2022 sezonu her şeye rağmen kazançlı bir yıl oldu. Ancak buraya bir parantez açan Ünlüer, şöyle söylüyor: “Kazanılan para geçen sezonun getirisi olduğundan bu yıl alınan tohum da gübre de yakıt da işçilik de önceki yıldan daha pahalı. Üretimden çekilecek üreticiler varsa bu sene çok iyi kâra sahip olur. Ancak kazanılan para 2023 sezonundaki üretim için kullanılacaksa ortaya çok tatminkâr sonuçlar çıkmıyor.”

Piyasanın stabil olması gerek

Bitki çıkışlarının başladığı bu döneme göre herhangi bir aksilik yaşanmadığı sürece ürünlerden iyi sonuçlar bekleniyor. Fiyat beklentisi konusunda ise stabil bir ortam olmasını ve tüketicilerin de sabit fiyattan ürün almasını beklediğini dile getiren Ünlüer, serbest piyasadaki bu değişkenliğin kendilerini de etkilediği söylüyor ve “Bizim üründen abartılı paralar kazanmak gibi bir gayemiz yok. Emeğimizin karşılığını alıp işin sürdürülebilirliği açısından iyi bir kâr da yapabilirsek bu bize yeter. Şundan emin olunmalı ki hiçbir üretici soğanın 30-40 lira olmasını istemiyor” diyor. Stabil ortamın oluşması için üreticinin desteklenmesi gerektiğini de vurgulayan Ünlüer, bu süreçte tüketicilerin de üreticilere destek olmasını beklediğini ifade ediyor. Refik Özel, iklimin kendileri için çok büyük bir etken olduğu için yeni sezona dair herhangi bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu belirterek, “Sulama soğan için önemli bir uygulama. Bu anlamda ürünün rekoltesi üzerinde önemli bir görevi bulunuyor. Hâl böyle olunca beklenti oluşturacağımız bir durum da olmuyor” şeklinde konuşuyor.

Üretici soğana küstürülmemeli

Fiyat konusunda gerek üreticisi gerek tüketici açısından soğan talihsiz bir yıl geçiriyor. Bu kötü gidişatın durdurulması adına işe en başta girdi maliyetlerinde bir düzenlemeye gidilmesi, üretim ve pazarlamaya dair bir planlama yapılarak başlanması üreticinin üründen vazgeçmemesi ve soğanda olası sorunlar yaşanmaması adına oldukça mühim.

Tarlasera 2023 Mayıs | DERYA SERİN